Umut Nayir kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu.
30 yaşındaki futbolcu, sarı-lacivertli takımla sözleşme imzaladıktan sonra birçok insanın kendisini tebrik etmek için aradığını belirterek, “Türkiye’nin en büyük camiaları ve o camiaların getirdiği sorumluluk hissi, gurur hissi çok ayrı. Böyle büyük bir sorumluluğun altından kalkabilmek için de bunun farkında olabilmek lazım. Şükredip çalışmak lazım. Herkesin memnun olacağı mücadeleyi ortaya koyacağım. Futbolda zaman zaman pas hataları oluyor, yorgunluktan istenilen olmuyor ama insanlar o mücadeleyi gördüğü zaman ben çok olumsuz düşüneceklerini sanmıyorum. Burada güzel karşılandım. Umarım sahada bu güzel karşılanmanın karşılığını veririm” diye konuştu.
Fenerbahçeli taraftarlara teşekkür ederek sözlerine devam eden Umut Nayir, şunları kaydetti, “Takım arkadaşlarım, hocam herkes çok sıcak karşıladı. Çok fazla yabancılık çekmedim çünkü milli takımda, başka takımlarda beraber oynadığım çok fazla arkadaşım var. Onun dışında karşılıklı oynayıp rakip olduğumuz ama iletişim kurduğum arkadaşlarım var. Dünya yıldızları, bütün dünyanın tanıdığı oyuncular var. O yüzden adaptasyon zor olmadı. Sizin de belirttiğiniz gibi eşimden dolayı ailevi anlamda da bir sıcaklığımız vardı. Bugüne nasip oldu. Mutluyum, çok gururluyum. Büyük bir camia, büyük bir baskı, büyük bir sorumluluk ama bunu yanında bir keyif var, enerji var. Bütün insanlar ayrı bir sevgi göstermeye başlıyor, herkesin gözünde olmaya başlıyorsunuz. Özlemişim bu hissi, o yüzden de keyifliyim”
Transfer sürecinde yaşadıklarını anlatan Umut, “Fenerbahçe ile ilgili süreç ilk olarak sezon içerisinde oldu. Eyüpspor Başkanı beni aramıştı ve durumdan bahsetmişti ve o zamanki hoca da Jesus’tu. Jesus’un beni istediğini ve sezon sonu için böyle bir planları olduğundan söz etmişti. Tabii o dönem sezon devam ediyordu, transfer durumu da olmadığı için olay çok büyümedi. Sezon bittikten sonra olay resmi boyuta vardığında ve ciddileştiğinde eşime bahsettiğimde gözleri büyüdü. ‘Umut’um Fenerbahçe’ dedi. Sonrasında marş söyledi ama şu an tam hatırlayamıyorum. Pek çok transfer sürecini birlikte geçirdik ama ilk defa bu kadar mutlu ve heyecanlı olduğunu gördüm. Onun gözündeki ışıltı da ayrı bir keyif verdi bana” diye konuştu.
Milli futbolcu, teknik direktör İsmail Kartal’ın camiayı tanımasının kendileri için artı olduğunu aktararak, “Hocam gelir gelmez beni direkt aradı ve düşüncelerini paylaştı. Benim de kendime göre çekincelerim vardı, kafamda planlar var. Çünkü milli takıma yükselmişken, belli bir ivme yakalamışken ve burada rotasyonda çok kaliteli isimlerle olacağım için belki de yeterli süre alamayacağım, belki de bazen yeterli performansı gösteremeyeceğim. Büyük bir camia, büyük de bir baskı var ama buraya katkı verebildiğiniz zaman bunun keyfi de oluyor çünkü mutlu olan insan katsayısı çok daha fazla. İsmail hoca içi dışı bir olan bir insan. Tabii biraz da disiplinlidir. Yeri geldiğinde serttir, kızar ama olması gereken de bu. Ben, atmosferi de pozitif buldum. Burada tabii ki birikmiş bir baskı var. Baskı neden var? Fenerbahçe gibi büyük bir camiada her sene şampiyonluk parolası olduğu için belli seneler geçip, şampiyonluk olmayınca... Hocamızın camiayı tanıması da bizim için bir artı. Doğru bir rotada gidersek, bence bizim için pozitif olacak” şeklinde konuştu.
Umut, sarı-lacivertli takımın kaptanı Altay Bayındır ile olan bağının daha farklı olduğunu vurgulayarak, “Altay Ankaragücü dönemimizde de oda arkadaşımdı. Kardeşim gibi, en genç dönemde gelişim evrelerimize kadar hep beraberdik. Ben Beşiktaş’tayken o Fenerbahçe’ye geldiği zaman birbirimizin komşusu da olduk. Pandemi dönemini yani o zorlu dönemi beraber atlattık. Altay ile çok fazla güzel anımız var. Tabii burada birçok arkadaşım var ama Altay ile ilişkimiz buradaki takımdaşlıktan daha farklı” ifadelerini kullandı.