AA muhabirine açıklamalarda bulunan Yamantürk, kulüplerin ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığını belirterek, "Ben Beşiktaşlılara şunu vadediyorum, Beşiktaş'ın borçlarını ödeyeceğiz. Beşiktaş, bir Türk kulübü olarak kalacak. Bunu ısrarla söylüyorum. Aksi takdirde bu düzen devam edemez." diye konuştu.
Kulüplerin bankalarla yaptığı anlaşmayla satılma tehlikelerinin olduğunu aktaran Yamantürk, şunları kaydetti:
"Seçimi kazanırsak denetleme kuruluyla oturacağız, çalışacağız, konuşacağız. Bilgilerimizi güncellemelerini rica edeceğiz. 60 milyon avro geliriniz vardı, bu sene o kadar olur mu bilmiyorum. 25-30 milyon avro civarında faiz ödüyorsunuz. Gitti mi gelirin yarısı, gitti. Futbolculara ödenen maaşların bilgisi henüz önümüze gelmedi, onu da öğreneceğiz. Geçen yıl bizi iki kere yenen Ajax, 22 milyon avro maaş ödeyen bir takımdı. Şimdi yine 40-45 milyon avroları bulduğumuzu duyuyorum. 45'e 25 de faiz koyun 70 milyon avro. Gelir 60 milyon avro, nasıl olacak bu? Bakın anapara demiyorum. İlave borçlanma var diyorum.
Kredi veren buna ne kadar tahammül eder? Dolayısıyla bir tehlike söz konusu. Kredi veren yarın kalkıp da 'Kardeşim bu iş böyle devam edemiyor' diyebilir. Burası bir ticari müessese. Bakmayın kulüpçülük oynandığına. Çok ciddi bir ticari müessese hem de. 'Ben paramı geri istiyorum, onu da bu şartlarda bu yönetimle ben alamam' dediği an film kopuyor. Dolayısıyla çok ciddi bir tehlike var. Ne olacak? Koskoca banka, kreditör, kulübü yönetmeyeceğine göre bunu parasını ödeyecek birisine devredecek. Bitti. Benim dediğim oluyor yani maalesef. Akıllı olduğum için, diğerlerinden daha bilgili olduğum için bunu söylemiyorum. İşin sonunun nereye gittiğini görüyorum."
Kulüplerin satılmasının mümkün olup olmadığı yönündeki soruya Yamantürk, "Tabii ki mümkün. Niye mümkün olmasın? Devlet bankası kimin parasını veriyor, milletin parasını veriyor. Bu camiaların taraftar sayısı on milyon, on beş milyon, yirmi milyon, yirmi beş milyon diye söyleniyor. Geri kalan insanların da birçoğunun futbolla, kulüpçülükle alakası yok. Yapılan hataları bu işlerle hiç alakası olmayan insanlar niye ödesin? Yani İstanbul'da oturacağım, akşam maça gideceğim, hatayı ben yapacağım ama bu işin vebalini, hayatında İstanbul'a gelmemiş, hayatında Futbol maçı seyretmemiş, bu işle hiç alakası olmayan, ayın on beşini zor gören Siirt'in Dodan'ındaki Erzurum'un Tortumu'ndaki insanlar ödesin." cevabını verdi.
"Bu koltuk benim emanetimde olduğu müddetçe kimseyle kavga etmeye hakkım yok"
Kulüp başkanı Ahmet Nur Çebi ile ilişkileri ile ilgili konuşan siyah-beyazlı kulübün divan kurulu başkanı, "Benim ilişkilerim herkesle çok iyidir. Kavga ederek bir yere varılamayacağını çok genç yaşlarda öğrendim. Yumruk sıkılarak da tokalaşılmaz. Benim elim herkese açık. Herkesle tokalaşırım. Beşiktaş Divan Başkanlığı, çok ciddi bir makam. Benim kendi egomu bu makamı kullanarak tatmin etme hakkım yok. Çok ayıp yapmış olurum o zaman. Hem camiaya yapmış olurum hem de bana eğitim vermiş olan başta anneciğime, rahmetli babama haksızlık yapmış olurum. Onun için ben böyle bir terbiyesizlik yapamam. Ben bu koltukta oturduğum müddetçe herkesle oturur konuşurum. Bu koltuk benim emanetimde olduğu müddetçe kimseyle kavga etmeye hakkım yok. Yönetimin benimle ilişkisini onlara soracaksınız. Onların namına ben konuşamam." değerlendirmesinde bulundu.
"Kredi verenlerin günün birinde müdahale etmemesi için gelir ve gider dengelerini ayarlamamız lazım"
Yamantürk, siyah-beyazlı kulüpte başkanlık planı olup olmadığı şeklindeki bir soruyu ise şöyle cevapladı:
"Bunu tevazu olsun diye söylemiyorum, Beşiktaş'la ilgili plan yapmak hadsizliktir, densizliktir. Ben Beşiktaş'la ilgili bir plan yapamam. Camianın teveccüh göstermesi lazım. Camia teveccüh gösterdi, divan başkanı yaptılar. Yine teveccüh gösterirlerse bir dönem daha seçileceğiz. Benim başkana 'Siz burada olduğunuz dönem ben aday olmam' diye sözüm vardı. Bizim camiaya da bir sözümüz var, 'Biz camianın sigortasıyız' diyoruz. Ne demek sigortacısıyız. Kredi verenlerin günün birinde müdahale etmemesi için gelir ve gider dengelerini ayarlamamız lazım. Bunu da yapacak olan birikimin bizde olduğunu düşünüyorum. Ancak bu tehlikeyi görürsek camia da teveccüh gösterirse bu işe talip oluruz ama benim bir plan yapmam mümkün değil. Şunu da söyleyeyim, bunu yapabilecek karatta, kabiliyette, donanımda, bilgide ve ahlakta inşallah başka insanlar vardır camiada. Ben olduğuna da inanıyorum. Onlardan biri çıkar, biz de işimize, gücümüze, ailemize döneriz."
"Süleyman abiye (Seba) söylediklerimde üslubum yanlıştı. Ondan dolayı da Süleyman abiden özür diledim"
Beşiktaş Kulübü Onursal Başkanı Süleyman Seba ile ilgili daha önce yaptığı açıklamalar yüzünden eleştirilerle karşılaşan Yamantürk, bu konuya da açıklık getirdi.
Üslubunun yanlış olduğunu söyleyen Yamantürk, "Süleyman abinin arkasına geçmişler bana ateş ediyorlar. Yanlış adama ateş ediyorlar. Ben bundan yılıp da geri adım atmam, yılıp da sipere yatmam. Süleyman abiyle biz ölene kadar beraberdik. Yaşayan şahitlerimiz de var. Süleyman abi defalarca benim evime geldi. Eşim yemek yaptı. Yemeği beraber yedik. Beraber tatile gittik. Rahmetli babamla çok iyi dosttu. Benim Süleyman abiye söylediklerimde üslubum yanlıştı. Ondan dolayı da Süleyman abiden özür diledim. O da kabul etti ki evime kadar defalarca geldi. Beraber tatile gidebildik ama söylediklerimde ben haklıydım. Keşke ben haksız olsaydım, o zaman sizinle şimdi şu görüşmeyi yapmıyor olurdum. Keşke ben haksız olsaydım, o zaman Beşiktaş'ın bankalara bu kadar borcu olmazdı. Tekrar ediyorum ben haklıydım ama üslubum yanlıştı. Beni yıldırmaları mümkün değil, yılmam ben. Eğer beni yıldırmayı ümit ediyorlarsa beni yıldıramazlar." diye konuştu.
Siyah-beyazlı camianın asgari müşterekte birleşmesi gerektiğini dile getiren Yamantürk, "Bir ailede bile her konuda hemfikir olmamız mümkün değil. İnsan çocuklarıyla, eşiyle aynı düşünmüyor. Bütün mesele asgari müştereklerde birleşebilmek, ortak paydayı kaybetmemek ve bunu büyütmek. Bizim asgari müştereğimiz Beşiktaş'ın yaşaması, Beşiktaş'ın Türk olarak, milli olarak var olması. Bunda da birleştiğimiz müddetçe, birbirimize saygıyı ve sevgiyi kaybetmediğimiz müddetçe, hakaret etmediğimiz müddetçe anlaşmamamız mümkün değil, anlaşırız. Beşiktaş'tan başka sermayesi olmayan insanlarla bu işi konuşamazsınız. Tek sermayesi Beşiktaş olan Beşiktaş'ta bir koltuk olsun da bedeli ne olursa olsun diyen insanlarla tabii ki bunları konuşamazsınız." ifadelerini kullandı.
Yamantürk, kulüp için yeni bir tüzük çalışması yaptıklarını da belirterek, "Tüzük çalışmasını yaptık. Camiamıza mensup arkadaşlarımızı davet ettik. Yönetimin tavsiye ettiği üyeleri de aldık ve tüzük tadil çalışmasını bitirdik. 1,5 yıl sürdü. Bunu yönetime teslim ettik. Yönetim, 'Tüzük tadil kongresini seçimden sonra yapacağım' dedi. Bizim tüzüğe koyduğumuz bir maddeyi kanun koyucu da gündeme getirdi. Borçlarda her yönetim kendi döneminden sorumlu olacak. 100 avro borçla aldınız. Görevi bırakırken borç 110 avro, ben sizden 10 avroyu alırım. 'Bunu tüzük komitesine mutlaka koyun' dedim." şeklinde konuştu.
Divan başkanlığı seçimindeki rakiplerinden birinin yaşlı üyeler için bakımevi yapmayı vadetmesinden de bahseden Yamantürk, "Evde olmayan camide haramdır diye bir laf vardır. Böyle bir şey yapamazsınız, Beşiktaş'ın böyle bir geliri yok, Beşiktaş'ı ayakta tutan kreditörler buna izin vermez. Dolayısıyla benim başkasının parasıyla, affedersiniz ağalık yapmaya hakkım yok. Beşiktaş'ın parasıyla ağalık yapmaya, Beşiktaş'ın parasıyla vaatte bulunmaya da kimsenin hakkı yok." ifadelerini kullandı.
Yamantürk ayrıca huzurlu, centilmence ve Beşiktaş'ın değerlerine bağlı bir seçim geçireceklerini düşündüğünü sözlerine ekledi.