Gürcan Bilgiç (Sabah): Bütünlüğünü ve takım özelliğini her maç daha da kaybeder halde Fenerbahçe. Sadece kulübün değil, oyuncuların da başıboş olduğunun göstergesi bunlar. Malatya ve Afyon karşılaşmalarında da kendini göstermişti, hala devam ediyor. Zeki Hoca'ya değil eleştirim. Belirsizlik, kenar yönetimi önemli oyuncular üstünden oyunu organize etmeye mecbur bırakıyor.
İrfan Can, Mesut, Mert Hakan veya Sosa. Yük ve sorumluluk bunlara verilmiş. Rakip de önlemini ona göre almış. Bir 45 dakika sadece sağ kanadı kullandılar pozisyon zorlamak için. Mıknatıs gibi İrfan Can'a yönlendi tüm toplar. O da iyi gününde değildi; Pelkas ve Valencia gibi.Akıntıya karşı kürek çekmek aslında yaptıkları. Ne takım defansında organizeler, ne de hücum için alternatif yaratıyorlar. Öfkeli tribünlerin mırıldanmaları da başlayınca, başladılar kaçacak gölge aramaya.
Başkan Ali Koç, haberci arkadaşlara teknik adayları olduğunu, görüşmelerin sürdüğünü, önemli isimlerin sezon başını işaret ettikleri söylüyor.Seyirci tepkileri için trollerin altını çiziyor ama samimi taraftarların benzer umutsuzluklarda olduğunu da bilmeli.Başkan bu sezonun üstünü çizmiş, belli… Ama bir an önce takımı Haziran'a sağlıklı taşıyacak otoriteyi Samandıra'ya getirmeli.Burası Fenerbahçe, "Nasıl olsa" diye bakmaz kimse. Tribündeki taraftar iddialıysa, sahada da aynısını ister. Fenerbahçeli vazgeçmez. Haberi olsun.
Ömer Üründül (Sabah): Karşılıklı ataklarla geçen temposuz bir ilk yarı izledik. Orta sahalar kolay geçiliyordu. İki takımın da hücum girişimleri olgunlaşmadan bitiyordu. İlk yarıdaki tek net pozisyon Valencia'nın yerdeki kaleciye nişanladığı toptu. Fenerbahçe'nin golü Svensson'un yaptığı gereksiz penaltıdan geldi. Adana Demirspor'un beraberlik golünde ise Gökhan İnler'in 18 dışından attığı çok güzel bir şut izledik. İkinci devre başlar başlamaz defans-kaleci hatası ile Fenerbahçe şok bir gol yedi. Ondan sonra tahmin ettiğim saha içi gelişmeleri oldu. Fenerbahçe kısır döngü içinde sonuçsuz ataklar geliştirdi, Adana Demirspor da rakibinin aldığı risklerden ele geçirdiği çok elverişli ortamı üç net gol fırsatını kaçırarak değerlendiremedi.
Fenerbahçe'de ikinci yarıda yapılan hiçbir oyuncu değişikliğinden katkı gelmedi. Hâlâ aynı takım tertibi hataları devam ediyor. Orta saha oyuncuları Pelkas-İrfan Can'dan kanat forvetleri icat ediliyor. Bu şekilde önemli bir 10 numara olan Pelkas'tan yararlanılamıyor. Takımın bir planı ve programı yok. Zaten teknik direktörsüz takımda hele lig hedefi de bitmişken futbolcuların idmanda iyi çalışıp maçlara motive olmaları mümkün mü?
Serdar Ali Çelikler (Habertürk): Geçen sezonun devre arasından itibaren bu senenin planlamasını yapan; belli transferleri bitiren, yazın herkes Euro 2020 heyecanındayken asli oyuncularını kadroya katan Trabzonspor açık farkla lider. Sezona geçen sezonki hocası ve ağırlıklı oturmuş kadrosuyla başlayan ve iki asli takviye ile başlayan Konyaspor ikinci. Yıllardır oturmuş düzeni olan; ilk 11'inin 5-6'sı senelerdir birlikte oynayan Başakşehir; kendisine uygun teknik direktörü bulunca üçüncülüğe oturdu.
Seneye bana göre kopan fırtınanın aksine dengesiz ve vasat altı bir kadro ile başlayan; sonra Montella gibi kariyerli ve mantıklı bir hoca ile toparlanma sürecine giren Adana Demirspor, Fenerbahçe galibiyeti ile dördüncü sıraya yükseldi. Hocaları olmayan 3 büyüklerin hali meydanda.1- Planlama yoksa; hocan yoksa; düzenin yoksa forman seni kurtarmıyor.2- Rıdvan Dilmen'in başta "Kadro iyi, Vitor kötüydü" önermesi bir kez daha boşa çıktı. Fenerbahçe'nin kadrosu iyi falan değil. Kalecisinden santrforuna kadar ciddi kalite sorunu var.3- Her şeyin başında "3 Büyükler" mefhumunun bittiğini kabul edelim. Birkaç tane iyi yabancı yakalayan, yönetim-hoca bütünleşmesini sağlamış her takım, herkesi her statta yenebilir. İşte açık örneği bu maçtır.
Faik Çekiner (Fanatik): Takımın teknik direktörü yok, tribünde beklenen seyirci yok, futbolcularda heyecan, istek yok. Sanırsınız ki, lig bitiyor formalite maçları oynanıyor. Alt yapı hocası ve futbol akıllarının çıkardığı 11'de Mesut Özil bel ağrısı, Ferdi sakatlıktan yeni çıktığı için yok, kulübedeler. Ofansif futbolu seven ayaklar ( İrfan Can, Pelkas, Sosa, Mert Hakan Osayi, Valencia) sahada. Rakip Adana Demirspor zemine çok havalı çıkıyor. Bu hava yüzünden kendi alanından çıkarken çok hata yapıyor. Gel gör ki, Fenerbahçe'de rakibin bu zaaflarını değerlendirecek oyun yok. Varsa yoksa İrfan Can. Top onagelecek o orta yapacak, biri çıkıp vuracak.
Tek kişiye bel bağlamış, santrforu olmayan bir takım nasıl maç kazanır? Elbette kazanamaz. Hem de öne geçtiği maçı. 90 dakikayı fazlaca anlatmaya gerek yok. Rakip akıllı oyunu, iş bitirici ayaklarıyla (Gökhan İnler, Belhanda) Fenerbahçe'yi tahminlerden bile çabuk avladı. Fenerbahçe mi? Başkan bana göre teknik direktör aramayı bırakıp, yeniden güvenoyu almayı denesin. Çünkü artık bu takım için sadece 'Vah Fenerbahçe vah' denir.
Güntekin Onay (Hürriyet): Sarı lacivertli futbolcular dün sahaya ‘lütfen’ çıkmıştı. Fenerbahçe dün sahaya ‘lütfen’ çıkmıştı. Coşkudan uzak, isteksiz futboluna rağmen tartışmalı bir penaltı ile 1-0 öne geçti. Sarı lacivertli orta saha Adana Demirsporlulara hiç baskı yapmayınca Belhanda, Gökhan İnler ve Stambouli rahat top kullandılar.
Hücumda sadece İrfan can, Demirspor savunmasını zorladı. Valencia çok top ezerken, sahada varlığı ile yokluğu belli olmayan Pelkas tanınmayacak haldeydi. Fenerbahçeli futbolcular, 2-1 yenik duruma düştükten sonra da gereken reaksiyonu göstermedi. Maç kaybedilir ancak dünkü mücadeleden uzak isteksiz görüntü, böylesine büyük formayı giyen oyuncu grubuna yakışmadı. Pereira’nın ayrılmasından sonra 3 hafta geçti ve takımı teknik adamsız bırakan Fenerbahçe yönetimi de bu tabloda pay sahibi.