UĞUR MELEKE (HÜRRİYET) - Fenerbahçe’nin bir büyük hatası da ligin bitimine daha 21 maç varken, hem Türkiye Kupası, hem de Avrupa macerası sürüyorken göreve geçici bir teknik adam getirmeleri. Pekala iki kupada yol almayı ve Süper Lig’de ikinciliği hedefleyebilirlerdi doğru bir teknik adam seçimiyle. Ali Koç’un “lig ortasında iyi teknik adamlar göreve gelmiyor” savunması da mutlak doğruluk taşımıyor bence. Zira Ali Koç döneminin en başarılı teknik direktörü Belözoğlu sezon ortasında göreve gelmişti. Ayrıca Trpisovsky’yi de Slavia Prag, yine sezon ortasında göreve getirmişti. Trpisovsky ilk sezonunu ikinci bitirmiş, kadroyu yeniden yapılandırmış ve sonra da peş peşe zaferler kazanmıştı. Bir büyük kulübün, en yüksek maaşı teknik direktöre vermesi gerektiğini düşünüyorum ben. Eğer Ali Koç, son 3 sezonun herhangi birinde bir-iki yıldız transferden feragat edip kaliteli bir teknik adam göreve getirseydi, işler muhtemelen bu denli kötü gitmeyecekti.
BÜLENT TİMURLENK (SABAH) - 20 gün önce 3 kulvarda Fenerbahçe'nin 3 kilit maçı vardı. İkincilik yarışı için direkt rakiplerinden Başakşehir karşılaşması, Avrupa biletini getirecek Türkiye Kupası için Kayseri mücadelesi ve Slavia Prag sınavı… Fenerbahçe 12 günde evinde bu maçları kaybetti. Skordan bağımsız Hatayspor maçında insanların izlemeye doyamadığı bir Arda vardı. Dün de yarım saat dolmadan Ferdi çıkınca ve Slavia Prag da skoru 2-0 yapınca maçın tamamını izlemek işin profesyonelleri dışındaki insanlara sanırım işkence gibi gelmiştir. (Arda Güler'in 2. gol öncesi kaleye çektiği şut dışında) Ev sahibi ikinci yarıda farkı daha büyütebilirdi. 2-3'lük mağlubiyetin ardından evindeki çizgisi belli Prag karşısında tur sadece 'İmkânsız yoktur' cümlesine sığınıyordu. Ama ne teknik kadro ne de futbolcular, bu 'İmkânsızın şarkısı' -ki bir Haruki Murakami romanıdır- için tek bir nota bile basamadılar. Bu oyun artık 'Biz Fenerbahçeliyiz, çok üzgünüz' ile açıklanamaz. Bu oyunu izleyen hangi Fenerbahçeli üzgün değil ki!
SERKAN AKCAN (FANATİK) - Fenerbahçe bu sezon kalesini savunmakta en zorlandığı ilk yarıyı oynadı. Slavia o kadar rahat geldi ki devre biterken 5/9 şut isabet oranıyla Fenerbahçe’ye bu sezon bir resmi maçta en çok şut atan takım olmayı başardı. Arda Güler, Hatay maçı performansıyla Slavia maçına 11 başlamayı fazlasıyla hak etmiş olsa da İsmail Kartal futbolcusunu şımartmamak (!) için kenarda oturttu. Arda, Berisha’nın attığı golde ceza sahasında öyle şeyler yaptı ki ağzımız açık izledik. Bırakalım Arda Güler şımarsın sayın İsmail Kartal, bırakalım yeteneklerini sergilerken göklere çıkarılsın. Yeter ki oynasın Arda, kaybedeceksen de Arda ile kaybet.
GÜRCAN BİLGİÇ (FOTOMAÇ) - Bir mucizenin peşine düştü Fenerbahçe ama bunun için "hatasız" oynaması gereken bir maç lazımdı. Zaten sıkıntılı bir kadro ile maça çıktılar, bir de Ferdi'nin sakatlığı eklendi üstüne. Sosa artık takımın parçası değil. Dün O'na en çok ihtiyaç duyulan maçtı. 16 yaşındaki Arda yerine oyuna girerken "niye?" diye sormadıysa kimse, evini de toplamaya başlamalı. Rakip şut çekerken arkasını dönen iki stoper ile de yola devam edemezsiniz. Toptan korkan adamın o bölgede ne işi var ? Mert Hakan'ı bir kenara alalım. Her şeyini ortaya koydu. Ama çevresinde kararlı arkadaşları da yoktu. Erken gelen iki gol ile birlikte, tüm takım saklambaç oynadı. Kötü gecenin tek iyi tarafı İsmail Kartal'ın artık kapris çekmek zorunda kalmaması. Tek hedefi kaldı; ligde daha üstlere çıkmak. Çıkmasa da O'na "neden olmadı?" diyecek birileri yok.
SERDAR ALİ ÇELİKLER (HABERTÜRK) - İsmail Kartal, eski tip bir hocadır ve en fazla 2. adam olabilir. Sene sonuna kadar takımı götürsün, sonra çekilsin. Seneye yardımcı hoca olarak devam etmesi dahi doğru değil. Oyun yok oyun. Türk hocaların bir türlü anlamadığı bu, oyunları yok. Planları yok. O yüzden de kariyerlerinde bir gelecekleri yok. Bizim de sözü uzatmamıza gerek yok. Kartal devam etmemeli, yeni sezonda hoca kim olacaksa fazla gecikmeden açıklanmalı. Derhal gelecek sezonun takımını kurma çalışmaları başlamalı.
FAİK ÇETİNER (FANATİK) - Rakip Slavia Prag ilk maçta Kadıköy’de kazandı. İsmail Kartal, “Rövanşı alırız” dedi, ümitlenenler oldu. Rövanş maçına Fenerbahçe çok tartışılan 3’lü savunma ile başladı. İlk 10 dakikada Tisserand iki kritik top kesti, üçüncüde rakibe asist yaptı. Ev sahibi ilk yarım saatte iki farkı yakalayınca oyunu rölantiye aldı. Ferdi sakatlanıp çıkınca hücum gücü iyice azaldı. Devre biterken Mert Hakan’ın sert şutuyla gelen gol, Fenerbahçe’ye yeni bir ümit oldu. Oldu ama ikinci bölümde pozisyon ve gol bulan yine ev sahibiydi. İsmail Kartal maçı döndürsün diye Ozan Tufan’ı, eleştirilmesin diye de Arda Güler’i oyuna aldı. Takımının 2. golünün yaratıcısı Arda neden ilk 11 başlamaz bilinmez. Sonunda Fenerbahçe kazanması gereken maçı kolay yoldan kaybedip Avrupa’ya da veda etti. Unutmadan, takımın yıldızlarından Mesut Özil, İstanbul’da, İrfan Can Kahveci de kulübede kalmışlardı. Kasımpaşa’ya karşı oynarlar mı?