Basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu kabul edilen Michael Jordan'ın Chicago Bulls'un 1998'deki 6. şampiyonluğa gidiş öyküsüyle beraber efsanevi ismin hayatına dair önemli kesitler sunan The Last Dance, rekorlarla tamamlandı. Son iki bölümüyle seyirciye veda eden seri, ESPN tarihinin en çok izlenen belgeseli rekorunu eline geçirdi. Açılış bölümü 6,3 milyon, 10 bölümün ortalaması ise 5,6 milyon izleyici olarak belirlendi.
Bölüm 1: Michael Jordan’ın kolej günleri ve ilk NBA günleri sık sık geri dönüşlerle anlatılıyor. Bulls, 1985-2003 yılları arası görev yapan ve Jordan ve Pippen ile gerginlik yaşayan Genel Menajer Jerry Krause ile Paris'te bir hazırlık turnuvasına katılıyordu. Tüm ilgi odağı Michael Jordan üzerindeyken L'equipe gazetesi "Papa'dan bile büyük" manşetiyle heyecanı yansıttı.
Bölüm 2: Scottie Pippen'ın nasıl NBA’in en iyi oyuncularından biri haline geldiği, dönem şartlarında yaşadığı zorluklar ve Bulls ile olan sözleşmesi ele alınıyor.
Kariyerinin en ağır sakatlığını yaşayan ve 64 maç kaçıran Jordan, oynamak için tüm şartları zorlarken Bulls yönetiminin MJ hakkındaki endişeleri aktarılıyor.
Bölüm 3: Renkli saçları, çalkantılı hayatı, ribaund canavarlığıyla tanınan Dennis Rodman’ın farklı kişiliği mercek altında.
NBA'in 80'ler ve 90'lar başında "Bad Boys" lakabıyla anılan Detroit Pistons'ın Bulls ve Jordan ile nasıl sert bir mücadeleye girdiğini bu bölümde tanıklık ettik. Pistons, Jordan Kuralları adı verdikleri savunma stratejisiyle Jordan’ın dengesini bozarken, Air Jordan rakipleri için nefretini gizlemedi.
Bölüm 4: Belgeselin dikkat çekici isimlerinden Phil Jackson'a ayrılan bu bölümde koçun yöneticiler ve oyuncular arasında nasıl bir denge kurduğu ve 'üçgen hücum' taktiğinin derinlerine iniliyor. Zen Budizmi gibi birçok konuyu basketbol sahasına yansıtan Phil Jackson'ın uç karakter Rodman ile arasındaki bağı da izleme fırsatı yakalıyoruz.
Pistons’a üst üste 2 konferans finali kaybeden Bulls, nihayet rakibini devirirken, elendikleri maçta rakibini tebrik etmeden sahadan çıkıp giden Pistons'ın bu hareketi hafızlara yer ediyor.
Bölüm 5: Trajik ölümüyle spor camiasını yasa boğan Kobe Bryant, kıyaslandığı Jordan hakkında görüşlerini aktardığı bu bölümde bir kez ne denli bir ikon olduğunu sözleriyle kanıtlar gibiydi. Sadece basketbola değil, sokak modasına da yön veren Air Jordan markasının ilk çıkış noktasını bu bölümde görüyoruz.
Amerika Birleşik Devletleri’nin gelmiş geçmiş en iyi takımı, 1992 Barcelona Yaz Olimpiyatları'na katılırken, takımdaki birçok isimle arası bozuk olan Isiah Thomas'ın kadroda olmaması bu bölümde irdelenmiş. 'Rüya Takım'ın zaferiyle birlikte Jordan'ın dünya çapında bir kültürel simgeye nasıl dönüştüğü yine bu bölümde.
Bölüm 6: Ciddi paralarla Golf üzerinden bahis yapan Jordan’ın bu olayı o zamanların medyası tarafından oldukça fazla incelendi. Kumar alışkanlığı nedeniyle itibarı zedelenen ve efsane basketbolcu kendisini bir süre medyadan uzak tutarken, sadece keyif için oynadığını anlatıyor.
Bölüm 7: "O benim sırtımı yasladığım kayamdı" dediği babasını trajik bir ölümle kaybeden Jordan, kumar alışkanlığı ile bağdaştırılan cinayet spekülasyonları sonrası emeklilik kararı aldı.
Takımda görev adamı olarak görülen Steve Kerr, hem dramatik hayat hikayesi hem de can yakıcı atışlarıyla hanedana damga vurur.
NBA'de Chicago Bulls rüzgarı devam ederken MJ ve arkadaşları 93 finalinde Phoenix Suns'ı devirerek üst üste üçüncü şampiyonluk yüzüklerini giydi.
Jordan’ın büyük bir depresyona girdiğini ve beyzbol kariyerine de bu bölümde tanıklık ediyoruz. Jordan'ın yoklunda ise Boğalar'da dümene geçen isim Scottie Pippen oluyor.
Bölüm 8: Son NBA maçından 21 ay sonra parkeye adım atan Michael’ın dönüşü Bulls’a, şehre heyecan getirir. 1995’teki play-off mağlubiyeti onu yine zirveye çıkarmak için hiç olmadığı kadar sıkı çalışmaya teşvik eder ve 6 yılda dördüncü kez zafere ulaşır.
Bölüm 9: Basketboldaki egemenliğini korumak isteyen Bulls, 1997'de Utah Jazz ve 1998'de Indiana Pacers'ın sert direnişiyle karşı karşıya kalır.
Bölüm 10: Fiziksel ve zihinsel olarak yıpranan Bulls, 'Son Dans'larını Utah Jazz karşısında yapıyor. Toplamda altıncı ve iki kez üst üste üçüncü şampiyonluk apoletini alan efsane kadro böylelikle dağılıyor.
Peki NBA tarihinin en unutulmaz kadrosu neden dağıldı, kulüp neden yeni bir yapılanmaya gitti? İşte serinin son dakikalarında yönetim, idari kadro ve parkenin yıldızları bunun cevabını kendi cephesinden dile getiriyor...