Benim adayım Oliver Glasner - Uğur Meleke |
Stefan Kuntz’un yetersiz olduğunu göreve geldiği ilk gün söylemiştim. Dün Belçika’da sahaya alternatif bir 11’le çıktık, ilk 45’te topu dahi görmeden 3 gol yiyince 46’da büyük ölçüde as kadromuza döndük. Rakip Japonya da Cegeka Arena’da ikinci takımıyla sahadaydı. Almanya’ya 4 atan takımdan tam 10 futbolcu değişmişti. Lâkin gerçekçi olalım, Japonya’nın ikinci değil dördüncü takımıyla da oynasak, şansımız çok azdı.
Milli takımımızın başında ciddi rakiplerle karşılaşılan maçlara umutsuz çıkan ve kritik müsabakaları oynamadan kaybeden bir teknik adam var. İstanbul’da Norveç’e karşı umutsuzdu, gruptaki şansımızı tüketti. Play-off’ta Portekiz’e karşı (daha önce hiç denemediği) üçlü savunmayı denedi, sol kanat bek olarak Berkan’ı kullandı. O noktada zaten Kuntz’a teşekkür etmeliydik, ama maalesef öyle bir vizyon yok TFF’de.
Milli maç sonrası basın toplantısına gelen muhabirlerden bir tık zeki olduğunu zannettiği için kendini haklı zannediyor. Üç gün önce basın toplantısında göz göre göre yanlış bilgi verdi, Cenk Özkaçar’ın kulübünde o bölgede oynadığını iddia etti. Cenk, bırakın bu sezonu, kariyerinde birinci ya da ikinci kümede tek bir maç sol bek oynamışlığı yok. Yalan söylüyorlar. Ayrıca elinde Bertuğ varken Ermenistan maçına santrforda Barış’la çıktı.
Benim milli takım için bugünkü adayım Oliver Glasner. Genç, çalışkan, inovatif. Eintracht’tan en son 3 milyon Euro maaş alıyormuş. Yani pahalı da değil... Lopetegui de bir diğer adayım, tabii onu ikna etmek kolay değil. (HÜRRİYET)
Kuntz dileriz ders çıkarır - Bilal Meşe |
Hazırlık maçlarında skor tabelasına pek takılmam, ancak ilk yarıda yediğimiz üç gol biraz ağır oldu! Adamlar pire gibiler, hem alan daraltıyorlar, hem hücumda çoğalıyorlar, hem de geri dönüşleri aynı, saat gibi tıkır - tıkır, işliyor, presleri ayrı bir dert, sanırsınız ki fazla oynuyorlar!
Tamam hazırlık, puan maçlarında forma şansı veremediğiniz oyuncuları kantara çıkarma fırsatıdır, eyvallah.. Ne var ki ekim ayında önce Hırvatistan, ardından da Letonya ile iki ciddi maçımız var. Acaba böylesi dişli bir ekiple oynuyorsak ki öyle, o iki puan maçının ideal 11’ini varsa tabi ki, sürsene sahaya kardeşim, neyin peşindesin?
Yediğimiz üç golün, savunma ve kaleci hatalarından kaynaklandığını da anımsatalım! Artı iyi organize olamadığımız gibi, bu yarıda rakibimize çok pozisyon verdik.
Kuntz’un Cengiz, Hakan, İsmail, Merih ve Altay hamleleri ikinci yarıda ay-yıldızlı ekibimizi ayağa kaldırırken, 61’de Bertuğ savunmadan seken topu kafayla tamamladı. İşte sana aslanlar gibi Bertuğ, sağda, solda golcü aramaya gerek, yeter ki oynat! Örneğin Yusuf Sarı, asla yedek kalmayı hak etmiyor, keza Onur Bulut’u çanta gibi yanında taşıma!
Japonya’nın oturmuş bir oyun felsefesi var, asla taviz vermiyorlar. Keşke bizim de ideal bir kadro ve sistemimiz olsa! Puan maçlarında takımın sağıyla, soluyla oynamak risktir, bunu Ermenistan maçında gördük, dileriz Stefan Kuntz, dünkü maçtan dersler çıkarmıştır! (MİLLİYET)
Kuntz vazoyu kırdı - Attila Gökçe |
Japonlar bizi öylesine bir baskı altına aldılar ki zaman zaman bırakın top kullanmayı, topun kokusunu bile alamadık. Alternatif kadroyla başladığımız ilk yarıda çok aciz durumlara düştük. Bu oyun hepimizi sarstı. Maçtan sonraki basın toplantısında yaptığı açıklamalarla Kuntz, takımı ve futbolcuları karşısına alarak vazoyu kırdı.
Ermenistan beraberliğinden sonra üzerindeki baskıyı dağıtamadığı görüldü. Dahası futbolcuların yüzde yüz enerjiyle oynamadıkları, mücadele etmedikleri, kendilerini geliştirmediği konusunda beklenmeyen açıklamalar yaptı. Keşke soyunma odasında ya da kampta yüz yüze konuşsaydı futbolcularıyla. Belki de bunu yaptı ama karşılığını alamayınca kontrolü kaybedip vazoyu kırdı. Çok önemli, travmatik bir durum bu… Güven kaybı, iletişimin kopması, empatinin ortadan kalkması ve takım ruhunun zedelenmesi gibi bir durumla karşı karşıyayız.
Önce kalpler kırıldı… Anlaşıldı, hoca ile futbolcuları birbirlerinden koptular. Bu dağınıklıkla yolun sonu göründü.. Almanya’daki finallere giden yol iyice daraldı.. Yazık oldu. Bu hikayede böyle bir sayfa olmamalıydı. (MİLLİYET)
Çocuklar bizim de, sen? - Bülent Timurlenk |
Kuntz, Ermenistan beraberliğinin ardından gerek medya gerekse sosyal medyada futbolseverlerin yanlış 11, yanlış değişiklikler teşhisine alınmış olacak ki şu yanıtı verdi: "Neyi eleştiriyorlar?" "Biz Eskişehir'de soğuk gelen çi böreği, sosu az konmuş Balaban kebabını eleştiriyorduk, 'sen'lik durum yok hocam!" mı dememiz gerekiyordu. Japonya maçı öncesi eleştirileri "Türkler çok karamsar" diyerek yumuşattı. Oysa biz karamsar değil, endişeliydik.
Milli Takım'ın hocasının İstanbul takımlarının tribünde sete çıkmış amigoları aratmayan medyasının baskısı altında kaldığını, yurt dışında oynayan oyunculara gözü kapalı açılan / ya da kapanan Milli Takım kapılarını, biri kulübede (Bertuğ), biri ekran başında (Enis Destan) iki santrfor varken, B.Alper ile başlayan, geriye düştüğünde iki bekini değiştirip skor alacağını düşünen, son iki turnuvayı kötü oynayan takımın, Almanya'ya gidememe ihtimali bizi endişelendiriyordu. Empati lazımdı.
Ülkeye futbol öğretmeye gelmiş kibirli karakterinin çekilecek tarafı yok. "Bizim Çocuklar" sloganı değişecekmiş, değişsin zaten orijinal değil, alıntıydı. Kuntz'a söylemek lazım: "Çocuklar bizim de, sen artık bizimle değilsin." Bu arada Belçika'da Japonya'dan 4 yedik. Bakın bunu eleştirmiyoruz Sayın Kuntz, çünkü değmez… (SABAH)
Ne sistem var ne plan - Levent Tüzemen |
Stefan Kuntz'a daha ne kadar katlanacağız. Kendisi Alman ekolünün temsilcisi ama geldiği günden beri Türk Milli Takımı doğaçlama oynuyor. Ne bir oyun sistemimiz ne de sahaya doğru dürüst yerleşim planımız var.
Hele hele Kuntz'un tam kadro sahaya çıkan Alman Milli Takımı'na 4 gol atan Japonya'ya karşı çıkardığı 11 tam bir rezalet. Sokakta futboldan anlayan birileri, Kuntz'un elindeki oyunculardan 11 yapsa asla böyle bir kadroyu sahaya sürmez. 11 benzemezden kurulan A Milliler, 3 gol yerken rakip sahaya gidemedi, pozisyon bile üretemedi.
Japonya hızlı hücum ederek, çabuk oynayarak, bize önde baskı kurarak ve hızlı paslaşarak adeta futbol dersi verdi. Kuntz bu ilk 11 ile, Ermenistan maçında oynamayanları milli yapma anlayışındaydı. Birileri devreye girmiş olacak ki ikinci yarı Merih, Cengiz, Altay, Hakan ve İsmail oyuna dahil olunca Türk Milli Takımı dengelendi, topa daha çok hükmetti, dirençli ve temaslı bir oyun ortaya koydu. Japonya'ya pozisyon da verdik ama biz de gol olabilecek aksiyonlar yakaladık.
Kuntz'da direnmemek lazım. Çünkü Alman hocanın Türkiye'ye oyun ve sistem açısından katkısı hiç yok. Bence TFF de değiştirmek istiyor ama yerine hangi Türk hocayı getireceğinin stresini yaşıyor. Ekim ayında çok hayati maçlarımız var. Futbolcularımızın da kendilerini daha iyi anlayabilecek, duygularına hitap edebilecek hocaya ihtiyacı var. Eğer Almanya'ya gidemezsek elimizdeki kaliteli jenerasyonu da kaybedeceğiz. Bu yenilgi ve ilk yarıdaki rezil oyun Kuntz'un eseridir. (SABAH)