HARBİ SANTRFOR İLE... Bülent Timurlenk (Sabah) Ligde 13 haftada bir maçta 4 gol atmamış Galatasaray'ın nasıl olur da bu seviyede bir maçta Marsilya gibi bir takımı dörtlediğinin cevabı attıklarından çok yakaladığı ve Diagne'nin direkten dönüp kaçırdığı pozisyonda saklıydı. Halil yerine Diagne tercihi, santrforu orta saha derinine gelen, rakip defansı taşıyan meşgul eden oyunuyla Fransızların dengesini bozdu. Taylan-Berkan ikilisi sahada olunca Cicaldau da ceza sahasına sızacağı yakınlıkta oynuyordu. Avrupa ritmini ilk dakikadan itibaren sahaya koyan Terim'in takımı karşısında Sampaoli'nin Payet-Cengiz ve Rongier'den yoksun 11'inde oyunu yönlendiren Guendouzi tribünlerin ilk maçtan numarasını not düştüğü adam olunca ıslıkların arasında boğuldu. Pres ve kontrataktan iki gol çıkaran G.Saray karşısında Marsilya'nın iki topu direkten döndü ama Arjantinli teknik adam ilk yarıda ne topa sahip olmada ne ikili mücadelelerde ne de elbette tabelada istediğini alamadı...
BAHARDAN KALMA GECE - Uğur Meleke - (Hürriyet) Jorge Sampaoli gibi bir hocayla 180 dakika baş etmek ve istediğini almak kolay değil. Ama Galatasaray 180 dakikanın neredeyse hepsini mükemmele yakın oynadı Marsilya’ya karşı. Fenerbahçe karşısında da son yarım saatte Terim merkezde Berkan-Taylan’a dönünce Cicaldau iki net pozisyona girmiş, değerlendirememişti. Dün Marsilya karşısında belki de kariyer maçını oynadı Rumen orta saha. Gelecekte daha fazlasını yapacağının güçlü sinyallerini de verdi kesinlikle. Cicaldau ile ilgili en sevdiğim detaylardan biri de lider nüvesi. Rumen orta saha bence Muslera sonrası dönem kaptanlık için de en güçlü aday. Bundan 33 sene önce Galatasaray, Neuchatel Xamax’ı yenip Avrupa’da kazanacağı büyük başarıların temelini attığında ilk kez duymuştuk bu tabiri. Maçı radyoda anlatan levent Özçelik, ‘bahardan kalma bir gün’ diye tanımlamıştı o güneşli Kasım zaferini. Galatasaray’ın dünkü galibiyeti de “bahardan kalma bir gece” hissi yaşattı bana. Bu genç ve dinamik takımın daha fazla baharlar vaat ettiğini söyleyebiliriz rahatlıkla Avrupa’da.
FEGHOULI FARKI - Erman Özgür (Fanatik) İki takımın da önde yapmaya çalıştığı presin getirisi olan pozisyon ve gol bulma çabalarında, işi çözen Galatasaray’dı. Şu bir gerçek, Galatasaray kazandığı ilk toplarda Feghouli’yi ne kadar çabuk bulursa, gol bulma ihtimali de o kadar yüksek. Feghouli de daha 10. dakikada nefis hazırladı, sürpriz çıkışıyla Cicaldau bitirdi. Devamında topu biraz fazla Marsilya’ya bırakmasına rağmen biraz Muslera’nın kurtarışları, biraz Dieng’in ve Marsilya’nın şanssızlığı, kısacası Galatasaray için gol yememesi büyük şans oldu. İlk yarı bitmeden bu kez çabuk hücum konusunda sazı Berkan ve Kerem ellerine aldılar. Bitiren bu kez biraz da şansıyla yine Cicaldau olurken, oyun olarak dengeli ama skor olarak kusursuz bir tabela vardı.
TEŞEKKÜRLER - Serkan Korkmaz (Fotomaç) Gelenek bozulmadı ve Taylan Antalyalı maçın hemen başında yine kritik bir top kaybıyla yüreğimizi ağzımıza getirdi. Birkaç tehlikeli Marsilya hücumunun ardından Diagne'nin üst direkten dönen topuyla statta ve ekran başında hepimiz yükseldik. O pozisyonun kahramanlarından Feghouli bir sonraki topla buluşmasında çok şık hareketlerle Cicaldau'ya güzel bir gol attırdı. Sezon başından bu yana Galatasaray orta sahasındaki en iyi performansı sergileyen Cicaldau, rakip savunmaya çarpıp filelerle buluşan pasıyla skoru iki sıfıra getirince, sol kanadını otobana çevirdiğimiz Fransızlar iyice demoralize olacak sanıyorduk. Ama Marsilya pes etmemiş, hala 'hırsla' kalemize geliyor, bir topları daha direkten dönüyordu. Muslera ve biraz da şansla, gol yemeden devreye tamamlamayı başarmıştık.